Kanyon Turları





Kastamonu, doğanın her türlü sanatının adeta teşhir edilip sergilendiği bir açık hava müzesi gibidir.

Kastamonu’ya her yıl binlerce kişi doğa turizmi için gelmektedir. En çok ziyaret edilen yerlerin başında da kanyonlar gelmektedir.

Valla Kanyonu, uzun ve profesyonel düzeyde eğitim gerektiren bir parkura sahiptir. Valla Kanyonu da muhteşem doğası, el değmemiş yapısıyla saklı bir hazinedir. Devrekâni Çayı ile Kanlıçay’ın buluştuğu yerden başlayan Valla Kanyonu, Küre Dağlarının için geçen 10 kilometre uzunluktaki bir doğa harikasıdır. Kanyonu 800 – 100 metre yüksekliklere sahip kayalıklar kuşatır.

Kanyona girmek için profesyonel ekipman ve rehberler gereklidir. Bazı noktaları ise bu eşsiz güzelliği seyretmek isteyenler için seyir terası ve kısa yürüyüş güzergâhları ile ziyaretçi girişine açılmıştır.  

Çatak Kanyonu, Küre Dağları Milli Parkı içinde yer alan bir doğa harikasıdır. 1 kilometrelik yürüyüş parkurundan sonra karşınıza 900 metre yükseklikteki Cam Teras ve gözetleme noktası çıkar.

Nefes kesen manzara karşısında Cam terastan çevrenizi gözlemek size heyecan, mutluluk ve tarif duygular yaşatacak.

Kanyonun manzarası, kanyonu çevreleyen doğal güzellikler, yüksekliğin verdiği heyecan ve merak ile geziniz bambaşka bir seviyeye ulaşacak.

Fotoğraf çekmekten yorulduğunuzdan Cam terasın hemen yanındaki mekânda yerel lezzetleri deneyimleyebilir, el sanatı eserleri hatıra koleksiyonunuza ekleyebilirsiniz. 

Kış sezonunda araçlarınızdan biraz daha erken inip 3 kilometre yürüyerek doğanın tadını daha fazla çıkarmanız gerekmektedir.

Horma Kanyonu, yaklaşık dört kilometre uzunluğunda bir yürüyüş yoluna sahip gözlerinize inanamayacağınız güzellikte ilahî sanatın bir harikasıdır. İlahi sanatçı burayı özene bezene tasarlamış gibidir.

Yer yer 100 – 150 metre yüksekliğe ulaşan yürüyüş yolu sanki kendi masalınızın kahramanı gibi hissetmenize sebep olmaktadır. 

Girişten yaklaşık 200 metre sonra her adımında fotoğraf çekmek, anı ölümsüzleştirmek isteyeceğiniz bir yürüyüş yolundan bahsediyoruz.

Yürüyüş yolu Yüzüklerin Efendisi filmindeki Elflerin Ayrıkvadisini (Rivendell) andırmaktadır. Yürürken karşınıza film kahramanları bir yerden karşınıza çıkacakmış gibi hissedeceksiniz.

Hele yolun sonundaki Ilıca Şelalesi ve döküldüğü alan…

En iyisi siz kendiniz gelin, görün ve deneyimleyin.  

Kanyonun girişinde restoran ve vale hizmeti sunulmaktadır. Zira dört kilometrelik yürüyüşten sonra eğer tekrar geriye yürümek istemiyorsanız, çıkış noktasındaki orijinal bir yapıya sahip Ilıca köyünde çayınızı içip yer lezzetleri deneyimlerken aracınızın size vale tarafından getirilmesi gezinize konfor katacaktır. Özellikle vadiden dönüş yolunda aracınızı getiren valenin kanyon girişine kadar şoförlüğünüzü yapmasını da mutlaka isteyin çünkü doğal yaşamın el değmemiş nadir örneklerinden olan çevredeki ormandan çıkabilecek yaban hayvanları konusunda tecrübeli olan görevliler size ve özellikle de yaban yaşamına bir zarar gelmeden gezinizi tamamlamanızı sağlayacaklardır.

Ilıca Şelalesi, Horma Kanyonu’ndaki dört kilometrelik yürüyüş yolunun sonunda Zara Çayı’nın yaklaşık 15 metreden aşağıya dökülmesi ile oluşmuş bir ilahî sanat harikasıdır.

Suyun döküldüğü yerde oluşan havuzun dinginliği, etrafı çevreleyen bitki örtüsü, kuşların cıvıltısı, sessizlik ve huzur dünyada pek az yerde görebileceğiniz eşsiz, sürekli yenilenen, canlı bir doğa fotoğrafı oluşturmaktadır.

Suyun döküldüğü havuzun hemen kenarındaki çakıl toprak parçası ise romantizm arayanların mutlaka deneyimlemesi gereken fotojenik bir alan oluşturmaktadır.

Ilıca köyü ve içindeki işletmelerde hizmet veren köylü esnaf da size sundukları sıcak çay ve leziz yiyecekleri ile gününüze lezzet katmak için sizi beklemekteler.

Lost your Password?
or

Sign in With...